KUMUK TÜRKÇESİ
|
TÜRKİYE TÜRKÇESİ
|
Deli biymes, biyse tınmas.
|
Deli oynamaz, oynasa durmaz.
|
Dügüden pilav da bola, talav da bola.
|
Pirinçten pilâv da olur, pislik de.
|
Dün'yanı suv alsa da, ördekge ne qayğı bar?
|
Dünyayı sel alsa da ördeğe ne kaygı?.
|
Ecelgi duşman el bolmas.
|
Eski düşman dost olmaz.
|
Eçki aşağannı başında ot yanar.
|
Keçi yiyenin başında ateş yanar
(yani. Suçlu, kendi ağzıyla kendini ele verir).
|
Edil görmey, etik çeçmes.
|
İdil (ırmağı) görülmeden çizme çıkarılmaz
(Dereyi görmeden paçaları sıvama).
|
Ekev qağışsa, birevge yer çığar.
|
İki kişi dövüşürse bir kişiye yer açılır. |
Eki ögüzüm aranda, ne qayğım bar boranda.
|
İki öküzüm ahırda, ne kaygım var fırtınada.
|
Eki xarbuz bir qolğa sıymas.
|
İki karpuz bir koltuğa sığmaz.
|
El gesgen qol avurtmas.
|
Halkın kestiği el acımaz
(Şeriatın kestiği parmak acımaz).
|
El nalat berse, terek de qurur.
|
Halk beddua (veya lânet) ederse ağaç da kurur.
|
Elde amanlıq bolsa, emçi avrur.
|
Halk sağlıklı olsa, doktor hastalanır.
|
Emenni iyelgeni- sınğanı; er gişini uyalğanı ölgeni.
|
Meşenin eğilmesi, kırılması (demektir); er kişinin utanması, ölmesi (demektir).
|
Enem qoşulmay, yommaq bolmas.
|
Cadısız masal olmaz
(yani. İçinde cadı olmayınca masalın tesiri olmaz).
|
Er ulanlar üyde tuvar, qırda öler.
|
Yiğitler evde doğar, ama evde ölmez.
|
Erinmegen hökünmes.
|
Tembellik etmeyen pişman olmaz.
|
Erişiv bar üyde bereket bolmas.
|
Kavga olan evde bereket olmaz.
|
Erni er öltürmes, erni namus öltürür.
|
Yiğidi yiğit öldürmez, yiğidi namus öldürür.
|
Esgini giymegen yañını xadirin bilmes.
|
Eskiyi giymeyen yeninin kadrini bilmez.
|
Eşek eşekni borçğa xaşır.
|
Eşek, eşeği borca kaşır.
|
Eşekni yügü avur busa, bek yürür.
|
Eşeğin yükü ağır olursa iyi yürür.
|
Et xurtlansa, tuz seber; tuz xurtlansa, ne seber?
|
Et kurtlanırsa tuz serpilir; tuz kurtlanırsa ne serpilir?
|
Geçe qıdır, gündüz yat, tamaküge börkün sat.
|
Gece dolaş, gündüz yat, tütün için kalpağını sat.
(
Tembel, avare hakkında söylenir). |
Geçe yürügen erten süyüner.
|
Gece yürüyen sabah sevinir (Bugünün işini yarına bırakma).
|
Gelinni betin gelgende görerbiz.
|
Gelinin yüzünü gelince görürüz.
|
Gemede gemeçi bulan erişme.
|
Gemide gemici ile tartışma.
|
Gerti söz geri qalmas.
|
Doğru söz geri kalmaz.
|
Getgen ömür qaytıp gelmes.
|
Geçen ömür geri gelmez.
|
Gişige quyu qazğan özü tüşer.
|
Başkasına kuyu kazan kendi düşer.
|
Gişini atına mingen tez tüşer.
|
Emanet ata binen tez iner.
|
Göz görmes, göñül süymes.
|
Göz görmezse gönül sevmez (veya. istemez). (Göz görmezse gönül katlanır)
|
Göz- qorqaç, qol batır.
|
Göz korkak, el cesur.
|
Gözün yumğan taş yutar.
|
Gözünü yuman taş yutar.
|
Güçlü bolma süyseñ, duşmandan güçüñ yaşır.
|
Güçlü olmak istersen, düşmandan gücünü gizle.
|
Güçlüler gemeni topuraqdan yürütür.
|
Güçlüler gemiyi toprakta yürütür.
|
Güçük it bolur, it qart bolur.
|
Köpek yavrusu it olur, it kart olur (yaşlanır)
(yani. Her şey değişir).
|
Günçü gün görmes.
|
Hasetçi gün görmez.
|
Güye gölekni talar, qayğı yürekni talar.
|
Güve gömleği yer, kaygı yüreği yer.
|
Hal halğa göre, haliva balğa göre.
|
Hâl hâle göre, helva bala göre.
|
Haq söz aççı bolur.
|
Doğru söz acı olur. (Dost acı söyler)
|
Haqıl görmey bolğan soñ,
göz görgenden payda yoq. |
Akıl görmedikten sonra gözün görmesinden fayda yok.
|
Haqıl yaşda bolmas, başda bolur.
|
Akıl yaşta değil, baştadır.
|
Haqıldan ullu xazna da,
bilimden ullu baylıq da yoq. |
Akıldan büyük hazine, bilimden büyük zenginlik yok.
|
Haqıllı aş cıyar, haygev taş cıyar.
|
Akıllı aş toplar, aptal taş toplar.
|
Haqıllı esin yutmas.
|
Akıllı iradesini kaybetmez.
|
Har gişini bir derti, tirmençini suv derti.
|
Herkesin bir derdi, değirmencinin su derdi.
|
Har kim bilgenin aytar.
|
Herkes bildiğini söyler.
|
Harakatğa bereket.
|
Harekete bereket. (Nerede hareket, orada bereket).
|
Havayın aş bolmay.
|
Parasız aş olmaz.
|
Heç bolğandan geç bolğan qolay.
|
Hiç olmayandan geç olan iyi.
|
Hisaplı dos ayrılmas.
|
Akıllı dost ayrılmaz.
|